İstanbul Karabağlar'ın gelecek 30 yılı planlandı!
Karabağlar'ın gelecek 30 yılını yeni baştan planladıklarını belirten Başkan Muhittin Selvitopu, “Türkiye'de kentsel dönüşüm yapmak isteyen herkes Uzundere örneğini dikkate almak zorunda kalacak. Uzundere, Türkiye'ye model olacak” diyor.

Başkan adayı olurken Karabağlar ile ilgili hedefiniz neydi? 
Karabağlar için 2009’da da aday adayıydım. Ama partim 2014’te beni aday gösterdi. İlk günden itibaren düşüncem şuydu Karabağlar için; Karabağlar İzmir’’in kentleşme açısından baktığınızda en düzensiz yerlerinden bir tanesi.

Bu durum birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunları giderebilecek bir yapıyı oluşturmak, çözüm üretmek ve sonucunda da çağdaş, modern, yaşanabilir bir kent yaratmak amacıyla aday oldum.

Adaylık sebeplerimden biri de uzun yıllar belediyede çalışmam dolayısıyla, bölgenin bütün sorunlarına vakıf olmamdı. Benim için büyük bir avantajdı bu durum. Belli bir birikime sahip bir insanım. Yıllarca sistemin içinde çalışan bir insan olarak bu tecrübemi Karabağlar için kullanmak istedim.

Başkan adayı olurken Karabağlar ile ilgili hedefiniz neydi? 
Karabağlar için 2009’da da aday adayıydım. Ama partim 2014’te beni aday gösterdi. İlk günden itibaren düşüncem şuydu Karabağlar için; Karabağlar İzmir’’in kentleşme açısından baktığınızda en düzensiz yerlerinden bir tanesi.

Bu durum birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunları giderebilecek bir yapıyı oluşturmak, çözüm üretmek ve sonucunda da çağdaş, modern, yaşanabilir bir kent yaratmak amacıyla aday oldum.

Adaylık sebeplerimden biri de uzun yıllar belediyede çalışmam dolayısıyla, bölgenin bütün sorunlarına vakıf olmamdı. Benim için büyük bir avantajdı bu durum. Belli bir birikime sahip bir insanım. Yıllarca sistemin içinde çalışan bir insan olarak bu tecrübemi Karabağlar için kullanmak istedim.

Zor oldu mu insanları ikna etmek? 
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görev yaparken bir dönem ben de bu projenin içindeydim. Büyükşehir’in dönüşüm projelerinde halk her zaman sürecin içinde oluyor. Yani ne olacağını en başından beri biliyor.

Bence en önemlisi ve en doğrusu bu. Dolayısıyla uzlaşma aşamasına geçildiğinde bu büyük bir avantaj sağladı ve en azından yüzde 50 bir hazır kesim vardı. Gerisi de geldi.

Halkın yararına olan bu durum, kentsel dönüşümü rant olarak görenlerin işine gelmiyor tabii. Dönüşümde tabii ki rant vardır. Ama önemli olan o değer artışından her kesimin yararlanabilmesini sağlamaktır.

Uzundere’deki değer artışından hem hak sahipleri hem kamu hem de müteahhitler kazanacak. Bu paylaşım sağlıklı olursa dönüşümün başarıya ulaşmaması için bir sebep yok. Ve gördüğüm kadarıyla da önümüzdeki günlerde bu gerçekleşecek.

Ve Türkiye’ye örnek bir model ortaya çıkacak. Herkes bu projeyi dikkate almak zorunda kalacak.

“BİNALARLA BERABER YAŞAM DA DÖNÜŞECEK” 
Bu projeler bittiğinde nasıl bir Karabağlar ortaya çıkacak? 

Kentsel dönüşümde ya da yeni bir planlamada amacın, kentsel standartları yaratmak olması gerekir. Yani; kişi başına düşen yeşil alan, ulaşım, spor alanları ve sosyal donatı alanlarının dünya standartlarında olması gerekir.

Eğer yaptığınız dönüşüm bunları karşılamıyorsa, bir anlamı yoktur. O zaman sıradan bir yapılaşma olur ve başka sorunlara yol açar. Projelerimizi geliştirirken bu standartları göz önüne aldık. Yani binanın yüksekliği çok önemli değil.

Yapılaşma yoğunluğuna ve jeolojik altyapıya aykırı bir durum yoksa, yükseklik sorun yaratmamalı.

Bu alanlardaki sosyal dönüşümü nasıl sağlayacaksınız? 
Bu bölgedeki insanlarla sağlıklı bir iletişimimiz var. Zaman zaman biraraya gelip görüş alışverişinde bulunuyoruz. Kentsel dönüşüm projeleri, sosyal dönüşüm projeleriyle desteklenmediği zaman çok büyük sıkıntılar ortaya çıkabilir.

O nedenle kentsel dönüşüm dediğiniz zaman, sadece teknik bir çalışma olarak algılanmamalı. Olayın sosyal boyutunu hiçbir şekilde ihmal etmemek lazım.

Bu süreci de oradaki insanlarla paylaşmak çok çok önemli. Onların da geleceğe hazırlanması gerekir. İlerde ne olacağını, nasıl bir yapılaşma olacağını, nasıl bir yaşamın içinde olacaklarını bilmeleri ve bu konuda bilinçlenmeleri gerekir.

Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projelerinde bu anlayış var. Bakanlık şimdi nasıl bir çalışma yapıyor bilemiyoruz. Daha henüz önümüze somut bir proje gelmedi. Ama onlara da bu düşüncelerimizi ilettik.

Sosyal projeler arasında neler var?
Sosyal projelerimiz yoğun olarak devam ediyor. Çünkü Karabağlar’da yaşayan insanların ekonomik durumları belli. Nüfus ve sorunlar anlamında İzmir’in en büyük ilçesiyiz.

Bu sorunlara duyarsız kalmamız söz konusu olamaz. O yüzden toplumun tüm kesimlerine yönelik projeler ürettik. Yaşlı bakım hizmeti büyük ilgi gördü. Bakıma ihtiyaç duyan insanların; temizlik,alışveriş ve sağlık hizmetlerini yapıyoruz. Semt merkezlerimizde kadınlara dönük birçok proje ve kurslar var.

Bin 500 öğrenciye KARBEM’de eğitim desteği veriyoruz. Bunu özellikle dar gelirli semtlere yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız bu eğitimin karşılığını sınavlardaki başarıları ile gösteriyor. Kültür merkezlerimiz şu anda çok yetersiz.

Yeşilyurt Kültür Merkezi ve Mim Kültür Merkezi’ni Büyükşehir Belediyesi yapacak. Biz de Tahsin Yazıcı’da bir semt ve kültür merkezi inşa edeceğiz. Aynı zamanda kültür merkezi gibi çalışacak Kibar Pazaryeri’mizin ihalesini yaptık.

Bir katı otopark olacak, içinde taziye evi, nikah salonu, kurs merkezleri var. Yakın bir zamanda hayata geçecek.

“BİNALARLA BERABER YAŞAM DA DÖNÜŞECEK” 
Bu projeler bittiğinde nasıl bir Karabağlar ortaya çıkacak? 

Kentsel dönüşümde ya da yeni bir planlamada amacın, kentsel standartları yaratmak olması gerekir. Yani; kişi başına düşen yeşil alan, ulaşım, spor alanları ve sosyal donatı alanlarının dünya standartlarında olması gerekir.

Eğer yaptığınız dönüşüm bunları karşılamıyorsa, bir anlamı yoktur. O zaman sıradan bir yapılaşma olur ve başka sorunlara yol açar. Projelerimizi geliştirirken bu standartları göz önüne aldık. Yani binanın yüksekliği çok önemli değil.

Yapılaşma yoğunluğuna ve jeolojik altyapıya aykırı bir durum yoksa, yükseklik sorun yaratmamalı.

Bu alanlardaki sosyal dönüşümü nasıl sağlayacaksınız? 
Bu bölgedeki insanlarla sağlıklı bir iletişimimiz var. Zaman zaman biraraya gelip görüş alışverişinde bulunuyoruz. Kentsel dönüşüm projeleri, sosyal dönüşüm projeleriyle desteklenmediği zaman çok büyük sıkıntılar ortaya çıkabilir.

O nedenle kentsel dönüşüm dediğiniz zaman, sadece teknik bir çalışma olarak algılanmamalı. Olayın sosyal boyutunu hiçbir şekilde ihmal etmemek lazım.

Bu süreci de oradaki insanlarla paylaşmak çok çok önemli. Onların da geleceğe hazırlanması gerekir. İlerde ne olacağını, nasıl bir yapılaşma olacağını, nasıl bir yaşamın içinde olacaklarını bilmeleri ve bu konuda bilinçlenmeleri gerekir.

Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projelerinde bu anlayış var. Bakanlık şimdi nasıl bir çalışma yapıyor bilemiyoruz. Daha henüz önümüze somut bir proje gelmedi. Ama onlara da bu düşüncelerimizi ilettik.

Sosyal projeler arasında neler var?
Sosyal projelerimiz yoğun olarak devam ediyor. Çünkü Karabağlar’da yaşayan insanların ekonomik durumları belli. Nüfus ve sorunlar anlamında İzmir’in en büyük ilçesiyiz.

Bu sorunlara duyarsız kalmamız söz konusu olamaz. O yüzden toplumun tüm kesimlerine yönelik projeler ürettik. Yaşlı bakım hizmeti büyük ilgi gördü. Bakıma ihtiyaç duyan insanların; temizlik,alışveriş ve sağlık hizmetlerini yapıyoruz. Semt merkezlerimizde kadınlara dönük birçok proje ve kurslar var.

Bin 500 öğrenciye KARBEM’de eğitim desteği veriyoruz. Bunu özellikle dar gelirli semtlere yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız bu eğitimin karşılığını sınavlardaki başarıları ile gösteriyor. Kültür merkezlerimiz şu anda çok yetersiz.

Yeşilyurt Kültür Merkezi ve Mim Kültür Merkezi’ni Büyükşehir Belediyesi yapacak. Biz de Tahsin Yazıcı’da bir semt ve kültür merkezi inşa edeceğiz. Aynı zamanda kültür merkezi gibi çalışacak Kibar Pazaryeri’mizin ihalesini yaptık.

Bir katı otopark olacak, içinde taziye evi, nikah salonu, kurs merkezleri var. Yakın bir zamanda hayata geçecek.

Mobilya sektörü Karabağlar için önemli bir lokomotif değil mi?
Karabağlar deyince hepimizin aklına mobilya gelir ama şimdilik istenen ve ilgi gören bir noktada değil.

Geçen yıl ilkini düzenlediğimiz Karabağlar Mobilya Günleri’ni eylül ayı içinde tekrarlayacağız. Amacımız mobilya sektörünün sorunlarının ortaya konması ve esnaf sanatkarın hak ettiği değeri görmesi. Çünkü orada gerçekten çok iyi ustalar var. Onların unutulup gitmesini istemiyoruz.

Gelecek kuşaklara taşımak için çalışıyoruz. Bunun için kitap ve belgesel çalışmalarımız var. Mobilya sektörünün en önemli sorunu merdiven altı imalat. Sektörün talebi bir mobilyacılar sitesi yapılması.

Eğer site yapılırsa boşalan bu alanı, yine mobilya sektörüne hizmet verecek showroomlara çevireceğiz. Yeşillik Caddesi üzerinde böyle bir hedefimiz var.
Mobilyacılar Sitesi için de Büyükşehir Belediyesi’nin bilgisi dahilinde çalışmalar sürüyor. Belki boş olan organize sanayi bölgelerinden biri değerlendirilebilir.

Gençler için özel projeler var mı? 
Gençler için çok önemsediğimiz Karabağlar Gençlik Merkezi projesini önümüzdeki günlerde ihaleye çıkaracağız. Bu projede, 2 bin seyirci kapasiteli stadyum, basketbol, voleybol sahaları, yarı olimpik yüzme havuzu ve iki kapalı spor salonu var.

Uzundere’deki kentsel dönüşümün hemen yanında yapılacak ve bu iki proje birbirini destekleyecek.

Kapalı salonlardan bir tanesinde buz pateni pisti var. Tamamen eğitim amaçlı olacak. Büyükşehir Belediyesi’nin Bornova’daki seyircili buz pistinin altyapısı bu tesisten geçecek.

32 bin metrekarelik bir alanda inşa edilecek olan bu projeyi çok önemsiyoruz. Amacımız gençleri oraya çekerek, spor yapma imkanlarını artırmak.

'DEMOKRASİYİ TOPLUMUN KENDİSİ KAMULAŞTIRIR'
Darbe girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye darbelerden çok çekmiştir, her darbe Türkiye’yi belki 20 yıl geriye götürmüştür. O nedenle demokrasi dışı hiçbir müdahaleyi doğru bulmuyorum. Türkiye’de demokrasiyi kurumsallaştıracak olan toplumun kendisidir. Siyaset kurumunun bir görevi de budur.

Belki bu darbe girişimlerinin bir sebebi de Türkiye’deki siyaset kurumunun, kendi görevleriniyeterince yapamamasıdır.

Siyaset kurumu bu süreci doğru algılayarak, Türkiye’de demokrasinin kurumsallaşmasını sağlayacak girişimleri yapmalı. Çünkü demokrasi herkese lazım.

Tüm siyasi partilerin demokrasinin yerleşmesi konusunda üzerlerine düşeni yapması gerekir. İnsanlarımızın birlik ve beraberlik içinde darbeye karşı durması önemli bir görevdir. Ülke çıkarları söz konusu olduğunda biraraya geleceğimizi gösterdik.

Türkiye’ye geçmiş olsun diyorum, çok önemli bir badireyi atlattık. Darbe girişimi sonrası ortaya çıkan tablo, gelecek için umut veriyor. Umarım bu tablo devam eder ve herkes samimi bir şekilde kendi üzerine düşeni yapar.

Cemal Sevgi / Posta

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner182

banner181