Su yalıtımı yetersizse,10 yılda taşıma kapasitesinin yüzde 66'sı kaybediliyor!
Ülkemiz nüfusunun %95'inin deprem kuşağı üzerinde yaşıyor olması sebebi ile deprem riskine karşı binalarımızın yenilenmesi seferberliği başladı: Kentsel Dönüşüm. 17 Ağustos 1999'da 7,4 büyüklüğünde gerçekleşen depremde resmi kayıtlara göre; 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri ise hasar gördü. Deprem sonrası tüm araştırmalar gösterdi ki; bu yıkımların en büyük nedeni binalarda korozyon sonucu taşıyıcı sistemin zayıflamış olmasıydı. Bu gerçekten hareketle mevcut riskli binaların yıkılarak, yeni deprem yönetmeliğine uygun, daha güvenli ve sağlıklı yapılaşma seferberliği, başta büyük kentlerde olmak üzere tüm ülkede hızla yayılıyor.

Su, binaların taşıyıcı sistemlerini çürütüyor
Binaların temellerinde ve çatılarında, yeraltı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılmakta olan binalarda da su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, tüm ulusal ve uluslararası standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, yaklaşık olarak yüzde 66'sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı, binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor.

Neden kentsel dönüşüm sürecini yaşıyoruz?
Yapılan çalışmalarda yaklaşık 19 milyon konutun 6,5 milyonunun deprem açısından riskli bina statüsünde olduğu tespit ediliyor. Sadece İstanbul ilini ele alırsak; 19 ilçe sınırlarında, 48 riskli alanda yaklaşık 13 milyon metrekare riskli yapının mevcut olduğu anlaşılıyor. Bu miktarda riskli alan tahminen 250 bin konut ve bu konutlarda yaşayan yaklaşık 1,2 milyon kişiyi ilgilendiren bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bir an önce riskli alanların yenilenerek, daha güvenli yapılara dönüştürülmesi bekleniyor. 1999 depreminin ardından resmi makamlar tarafından İstanbul'da incelenen 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64'ünde korozyon tespit edildi.

Yıkımların en önemli nedeni paslanma
Su yahtımsız bir binanın 10 yıl sonra taşıma kapasitesinin yüzde 66'sını kaybettiğini ortaya koyan bilimsel çalışmalar olduğuna dikkat çeken, Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, "Türkiye depremden dolayı yıkılan binalarda binlerce kayıp veriyor. Ülkemiz, depremin zararlarını gelişmiş ülkelere oranla çok daha ağır yaşıyor. Bunun en büyük nedeni de inşaat sektöründeki bilinçsizlik. Pek bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedeni korozyon yani paslanma" bilgisini paylaştı.

Doğru detayda doğru malzeme seçimi şart
BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu, Kentsel Dönüşüm sürecinde hızlı ve büyük boyutlu projelerin artması sebebi ile denetimle ilgili sıkıntıların da önüne geçilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve şunları söyledi: "Binalarda su yalıtımı için seçilen malzemelerin standartlara uygunluğu, doğru detayda doğru malzeme seçimi ve yeterlilik belgesine sahip ustalarca yapılan sağlıklı uygulamalar, su yalıtımı ile ilgili istenilen sonucu verir. Bilinç eksikliğinden dolayı birçok projede standart dışı ürünler kullanılıyor. Bu da ne yazık ki kötü sonuçlara yol açıyor."

Güvenli binalar için sağlıklı su yalıtımı uygulamasına dikkat!
Kemal Çolakoğlu, yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3'ü kadar olduğunu hatırlattı. Su yalıtımında doğru ürün seçimi ve doğru uygulamanın hayati önem taşıdığına da değinen Çolakoğlu, yapısı gereği su geçirmezliği en üst düzeyde olan, en uzun ömürlü malzemenin bitümlü su yalıtımı örtüleri olduğunu söyledi. Bitümlü su yalıtımı örtüsü seçerken de mutlaka ulusal ve uluslararası standartlara uygunluk belgesi bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarına uygulama yaptırmak gerektiğini vurgulayan Çolakoğlu, BİTÜDER olarak yeni binaların deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmesinin yanı sıra, su yalıtımı uygulamalarının hem ürün kalitesi hem de uygulama kalitesi açısından bina ömrünü uzatacak, yapı güvenliğine destek olacak şekilde yapılması için her türlü teknik alt yapı ve mevzuat çalışmasına katkı koymaya, teknik destek sağlamaya devam etmeye hazır olduklarını da sözlerine ekledi.

Geçmişte büyük acılar yaşadık
BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu; "Deprem kuşağında yer alan ülkemizde geçmişte çok büyük acılar yaşadık. Bilinçsiz yapılaşma dolayısıyla çok şiddetli olmayan sarsıntılarda dahi evlerimiz yıkılıyor, ciddi oranlarda can kayıpları meydana geliyor. Deprem yönetmeliğine uygun projelendirme ve uygulamanın yanı sıra bina güvenliğinin sürdürülebirliğinin sağlanması için olmazsa olmaz su yalıtımı uygulamalarına da önem verilerek, tüm binalarda standartlara uygun ürün ve uygulamalarla su yalıtımı yapılmalı" diye konuştu.

Milliyet Ek Gazetesi

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner182

banner181