Kadir Topbaş 'Marka olmak emek ister'!
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen programa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yanı sıra, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Londra Belediyesi Resmi İletişim Ajansından Chris Gottlieb katıldı. Ali Saydam’ın moderatörlüğünde düzenlenen programa yerli ve yabancı katılımcılar da yoğun ilgi gösterdi.

Oturumda konuşan Başkan Kadir Topbaş, Türkiye nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşadığını söyledi. Son yıllarda şehirlerin yoğun göç aldığına dikkat çeken Başkan Topbaş, “Düzensiz yerleşimler sonrasında şehirler ciddi problemlerle boğuşmak zorunda kaldı” dedi.

İstanbul’un bulunduğu konum itibariyle ve zengin tarihiyle Türkiye’nin diğer şehirlerine göre daha şanslı olduğunu vurgulayan Başkan Topbaş, “İstanbul'un bazı değerlerini ön plana çıkarmak gerekiyor. Eğer bunları ön plana çıkaramaz veya hissettiremezseniz çöküntü yaşamanız kaçınılmaz olur. Tarihte bunun örnekleri vardır ve bu şehirler yok olmuşlardır” ifadelerini kullandı.

Dünyanın 700 yıl boyunca İstanbul’dan yönetildiğini ifade eden Başkan Topbaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünya bu şehirden yönetilmiş. Süper gücün yönetim merkezi olmuş. Bu şehrin başka bir özelliği de çok kültürlü oluşu. Farklılıkların zenginliğini yaşayan bir şehir ve gerçek anlamda da bir barış kenti. Farklı dil ve dinlerden, etnik yapılardan insanları bir arada tutabiliyor ve birlikte yaşayabiliyorlar. Tarihteki nadir örneklerden bir şehir. Bir sokakta Cami, Sinegog ve Kilise görebilirsiniz.”

Başkan Topbaş İstanbul’un en büyük şanssızlığının da 1940’lı yıllarda sanayileşme dönemine girilmesiyle göç almaya başlaması ve bu göçün doğru yönetilmemesinden dolayı da plansız bir yerleşme yaşaması olduğunu söyledi. “Oysa biz kentin tarihi dokusunu koruyabilseydik, insanlara yaşam alanları oluşturabilseydik bugün çok daha farklı İstanbul'u yaşardık” diyen Başkan Topbaş şöyle devam etti: “Şu anda bu kadar baskın bir göçü dünyanın hangi şehri görmüş olsa bu sıkıntıların çok daha fazlasını yaşayabilirdi. Bu bir gerçek. Şunu da belirtmek isterim ki, şu anda İstanbul'da 600 bin Suriyeli var. Bu kadar göç aldığınız zaman sizin daha önce öngördükleriniz,yapmış olduğunuz olduğunuz hesaplar, bütün programlar altüst oluyor.”

İstanbul’un coğrafik konumu ve tarihiyle önemli bir destinasyon merkezi olduğunu ve dünyada hangi yönünü ön plana çıkarmak istenirse o özelliğinin ön plana çıkacağını ifade ederek, “Çantanızı elinize alarak şehrinizi tanıtma dönemi bitti. Artık böyle bir şey yok. Ancak şehrinizi yaşatabilirseniz hissettirebilirseniz. Şehrinizin kültürünü tanıtabilirsiniz bir yere gelebilirsiniz. Bunun için de kurumsal taassubu bir tarafa bırakarak bütün ilimlerle, bütün kurumlarla hep beraberce birlikte hareket etmek zorundasınız” diye konuştu.

- NATO Zirvesiyle Elime Geçen Fırsat -
Başkan Topbaş belediye başkanlarının bir şirket CEO’su gibi hareket etmesinin önemini vurgulayarak, “Yerel yönetimlerin kendi yerlerini anlatma yetkisi var. Bizler kentin yaşam kalitesi standardını yükseltirken, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, gerekli olanları öngörürken diğer taraftan da dünyada diğer şehirlerle rekabet ettiğimizi unutmamalıyız” dedi.

Kentlerin ne kadar uluslararası organizasyon yapabilirse, kongreler düzenleyip sportif faaliyetlerine ev sahipliği yapabilirse dünyada o kadar bilinir olabileceğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nato Zirvesi 2005 yılında İstanbul'da programlanmıştı. Ertesi gün hemen bir Amerikan televizyonu benden bir röportaj istedi Malta Köşkü'nde. Sabah buluştuğumuzda röportajın ardın sunucu bana bu programın 150 milyon Amerikalı tarafından izleneceğini söyledi. Ben de onlara, ‘Müsaitseniz öğleden sonra helikopterle sizi İstanbul'un üstünde uçurayım’ dedim. Niyetim şuydu, yeni başkan olmuşum İstanbul'un Amerika'da izlenmesini sağlayacak büyük bir fırsat gelmişti elime. Şunu demek istiyorum. Bir belediye başkanı bir CEO gibi olmalı. Her alanda ne getirebilirim? Nasıl bir değer katarım? diye düşünmeli.”

Başkan Topbaş göreve geldiği 2004 yılında ilk toplantısını turizm temsilcileriyle yaptığını ve İstanbul’un turizmi için neler yapılabileceğinin konuşulduğunu hatırlatarak, “İstanbul Turizmini Geliştirme Platform'unu kurduk. Dedik ki orada, birlikte hareket edelim, birlikte yapacağımız işleri kurgulayalım ve hesaplarımızı doğru yapalım. Yoksa siz rutin, alışılagelen işleri yaptığınız zaman iş yaptım diyemezsiniz. Zaten o sizin asli göreviniz” dedi.

İstanbul’un 2011 yılında düzenlemiş olduğu organizasyonlarla dünya sıralamasında birinciliğe yükseldiğinin de altını çizerek, “Marka olmak için çalışmak gerekir. Durduk yere kimse kimseyi marka yapmaz. Marka olmak emek ister” ifadelerini kullandı.

Diğer konukların konuşmalarının ardından TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Başkan Topbaş ve diğer konuklara adlarına dikilmiş 50 ağacın sertifikasını taktim etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner182

banner181